HABER-YORUM | SEMİH ARDIÇ
Merkez Bankası (TCMB), 2018 senesine ait Ödemeler Dengesi rakamlarını açıkladı. Başka bir memlekette muhalefeti ayağa kaldıracak kadar vahim bir kalemde yeni bir rekor kırıldı.
Bir başka ifadeyle Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) devr-i iktidarının esrarengiz para rekoru yeni bir seviyeye çıktı. Kaynağı meçhul para girişini ifade eden net hata kaleminde 21,1 milyar TL görünüyor.
O PARANIN NEREDEN VE NASIL GELDİĞİ MEÇHUL
Dile kolay! 21,1 milyar dolar havadan, karadan, denizden, TIR dorsesinde, konteynerde veya bavulla, velhasıl aklınıza kayıtlı işlem haricinde ne geliyorsa o vasıtayla Türkiye’ye gelmiş.
İhracat, turizm ya da yurt dışından bir alacak mukabili getirilen dövizden bahsetmiyoruz.
TCMB’nin ödemeler dengesinde “net hata/noksan” satırında gösterdiği o kalem AKP’den evvelki iktidarlarda 10 milyon dolar seviyesini aştığında gazetelere manşet oluyordu.
HESAPLAMA KOLAYLIĞI İÇİN BELİRTİLİYORDU
Zira ismi üzerinde hesaplama yapılırken arta kalan veya eksik çıkan tutar net hata/noksana atılıyordu. Yekûnun içinde anlamlı bir büyüklük ifade etmediğinden kimse oralı bile olmuyordu.
İstatistik disiplininin bir parçası olarak ihdas edilen o kalem AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan’a muazzam bir fırsat sundu.
Erdoğan’a kadar hiçbir başbakanın veya reis-i cumhurun aklına devlet nizamını kendine yontmak gelmemişti.
TÜRKİYE KABUL ETSE YABANCILAR KABUL ETMEZ
Türkiye gibi faizi, enflasyonu dünyada ilk üç-beş arasında gösterilen, iktisadî krizin pençesine düşmüş bir piyasaya 21,1 milyar doları kim, niye getirsin?
Bir an için o paraları yabancıların getirdiğini kabul edelim. O halde niye bankacılık sistemi üzerinden ve açıklanabilecek makul bir karşılıkla gelmiyor?
Borsa İstanbul’a ya da devlet tahvillerine para yatıran şahıs ya da bankaların ekseriyeti kıta Avrupası, İngiltere ve ABD menşeli.
Türkiye kayıt dışılığa göz yumsa bile paranın kaynağındaki devletlerin böyle bir temayüle zerre kadar tahammülü yok. İleri demokrasilerde en az cinayet kadar ağır bir suç vergi kaçakçılığı.
JAPONLAR AFFETMEDİ
Nissan-Renaut-Mitsubishi Yönetim Kurulu Başkanı Carlos Ghosn, 19 Kasım 2018’de Japonya’da hapse atıldı.
Sebebi milyarlık vurgun değildi. Maaşını olduğundan düşük göstermesiydi. Gelir Vergisi’ni 3-5 milyon dolar daha az ödediğinin tespit edilmesiydi.“Milyarlarca dolara hükmeden bir genel müdürün maaşının sözü mü olur?” demedi Japonlar ve Ghosn’u demir parmaklıkların ardına yolladı. Misaller çoğaltılabilir.
Dolayısıyla TCMB’nin ilan ettiği net hata/noksan kalemindeki 21,1 milyar doların diğer tarafında müşahhas bir şirket ya da fon olma ihtimali sıfırdır.
Böylesine yüksek tutarlı bir yatırımı batıda kimse saklayamaz. Kaldı ki niye saklasın! Her kuruşun hesabının verildiği, kayıt dışılığın asgari seviyeye indirildiği bir piyasada kimse kendisini ateşe atmaz.
O, BIYIKLI YABANCI OLMASIN!
Borsa İstanbul’da “bıyıklı yabancı” tabiri vardır. Parasını Londra, Zürih, Amsterdam ve New York gibi finans merkezlerinde tutan yerli yatırımcıların Borsa’da hisse senedi alması halinde bu tabir kullanılır.
Kaynağı meçhul paraların fâili için aynı tabir kullanılabilir. O paralar, bıyıklı yabancı ya da yabancıların bavullarla getirdiği paralar olmasın!
İlaveten kupon araziye kadar takip eden Erdoğan’dan habersiz kuç uçmadığına göre 21,1 milyar doların Saray’ın icazeti yahut tensibi haricinde gelme ihtimali yok.
MERKEZ BANKASI O SUÇA ORTAK
Merkez Bankası vazifesinin hakkını verseydi bu kalem böylesine afakî bir noktaya getirilemezdi. Civata gevşemeye görsün. O kapı darda kalan iktidar için otoyola dönüşür.
Birilerinin Man Adası’nda, Panama’da zulalarda tuttuğu rüşvet, kaçak silah ve petrol paralarını peyderpey sisteme dahil edip aklamasına tavassut ettiği için Merkez Bankası da aynı suçlara ortaktır.
Cari açığın 27,6 milyar dolar mertebesine inmiş olması hem sevindirici hem de endişe verici. Daha yüksek olsa bavulla gelen paranın meblağı da yükselecekti.
Sevindirici en azından döviz talebi bir nebze aşağı çekildi. Amma velakin ithalatın yüzde 30’dan fazla gerilemesinden başka bir sebebinin olmaması ise endişe vericidir.
ÇARKLAR DURDU, CARİ AÇIK ÇÖZÜLDÜ!
İmalat sanayiinde ithal ara malı kullanımı yüzde 70 civarında iken ithalatın tabii seyrinden uzaklaşmasının verdiği mesaj “sanayide kriz var” şeklinde okunmalıdır.
Zaten birer birer şarter indiren elektrik santralleri, işçi tenkisatına başlayan demir-çelik tesisleri, ayda bir hafta mecburi izin kullandıran otomobil-traktör fabrikaları aynı hususa dikkati çekiyor.
İmalat durdu, iflaslar hızlandı, işçi kıyımı başladı.
Sanayide çarklar durunca ithalat da azaldı. İthalat düşünce de ihracat 2012 rakamlarını ancak yakaladığı halde cari açık 57 milyar dolardan 27,6 milyar dolara iniverdi.
AKP 11 MİLYAR DOLAR REKORUNU 21,1 MİLYARA ÇIKARDI
Hükûmet bu kadar krizin temeline inip çare için yollar arayacağına kâğıt üzerinde hokkabazlık yapmaya devam ediyor.
2018’e kadar bavulla gelen para rekoru 11 milyar dolar idi. Geçen sene bir o kadar daha ilave edildi o rekorun üzerine.
Kaynağı meçhul 21,1 milyar dolar 14 Şubat kuru üzerinden 111,8 milyar TL’ye tekabül ediyor. Böylesine yüksek bir rakamın geliş sebebi izah edilemiyorsa hesapta bir hata yok mu? Hesapta derken dönen dolapta demek istedim…
Herkesin gözü önünde cereyan eden skandalı ne eski merkez bankacıları ne de iktisatçılar izah edebiliyor. İşin aslını bilenler de korkudan sesini çıkaramıyor.
KALICI YATIRIMLAR İÇİN CAYDIRICI
AKP kara para şüphelerini kuvvetlendiren metotlarla seneyi kurtarmış gibi görünse de sisli vadilerden getirdiği paraların Türkiye’ye gelecek şeffaf, kayıtlı ve kalıcı yatırımın önünü kestiğini görmek istemiyor.
Hadi iktidar zehirlenmesi ile sarhoş olduğundan AKP görmek istemiyor.
Pekâlâ 82 milyonun bu yolun yol olmadığını idrak etmesi için daha kaç kriz tecrübe edilecek? Sebze kuyruklarına kadar zillete düşen vatandaş ne vakit intibaha gelecek?
Kuyrukta bekleyen efsunlanmış bakışları gördükçe ümitvar olmak için fazla sebep yok.
Anlaşılan o ki bir müddet daha Zeki Müren’in “Elbet bir gün buluşacağız, bu böyle yarım kalmayacak.” şarkısı ile avunacağız, avutacağız birbirimizi.
O gün çok yakın değil…