Anlamsızlar!

YORUM | ALPER ENDER FIRAT

Harami bir hırsız çetesi kasabaya girmiş çoluk, çocuk, yaşlı, genç demeden gördüğü herkesi katletmiş, evleri yakmış, ahırları ateşe vermiş, çimenlere mazot dökmüş, canlı olarak gördüğü her şeyi öldürmüş; film senaryosunda bile yazmayacak korkunç bir katliam yapmışlar, gözün gördüğü her yer yanıyor, her yerde feryatlar, ağıtlar can çekişenler var.

Böyle bir manzarayı görenler ne konuşur?

Katliam konuşulur, katliam konuşulur yine katliam konuşulur, yine katliam konuşulur. Öldürülen bebekler, katledilen gençler, işkence edilen büyükler konuşulur, yakılan hayvanlar, ateş edilen güvercinler anlatılır.

Bu katliam sırasında kasabada olmayan ya da o esnada kaçmayı başarabilenler bu vahşeti bütün dünya anlatması gerekirken ne diyor: ‘bizimkilerden birisi de onlara tükürmüş. ‘Doğruya doğru konuşmak gerekirse kasabada yaşayanlardan birkaçı ileri geri konuşmuş’

Soykırımı bırakmış, ‘tükürmeli miydi, tükürmemeli miydi’ tartışması yapıyorlar. Birileri kalkmış ileri geri konuşmanın doğru olmadığından, karşıdakine bir laf söylemeden önce kendi özeleştirimizi yapmamız gerektiğinden uzun uzun bahsediyor.

Kasabada alevler hala her yeri cayır cayır yakıyor, harami çete sokak sokak dolaşıp hâlâ ölmemişlere kurşun yağdırıyor, sokak kedilerini bile öldürecek kadar içleri kin dolu. Ama canlarını diğer kasabaya zar zor atanlar oturmuş hararetle “bizim de hatalarımız var. Biz de hatalarımızı ortaya koyup kendimizi düzeltmemiz gerekir” diye doğrucu Davutluk oynuyor.

Kendilerini Hizmet ile anan bazı insanların yazıp çizdiklerini okudukça hep bu hikaye canlanıyor gözümün önünde. ‘Ama Hizmet’in de’ diye başlayan ve katliama uğramış bir topluma neden ayakkabılarınızı yeterince temizlemiyorsunuz türünden eleştirilerde bulunmanın anlamsızlığına yakın yazılar kaleme alınıyor. Ya da Türkiye’de yaşanan acıları içselleştirmeyen, hatta bazı zaman mahalle ağzıyla yaşanan acıları tiye alan twitler. Yer yer gamsız, kaygısız, dertsiz sözler, ifadeler.

Türkiye’de yaşananlara çoğu üzülüyor olabilir ama kesinlikle içselleştirmiyorlar. Yeryüzündeki bir ülkede yaşanan zulümler gibi haberlerde dinleyince üzülüyor sonra kendi ülkelerinde ki hayatlarına devam ediyorlar. Evet bu belki hayatın doğal akışına uygun bir durum ama bu durum hizmet hareketi mensuplarına karşı bir soykırım gerçekleştirildiği ve buna da devam ettikleri gerçeğinin sulandırılmasını gerektirmiyor.

Çok yakın temasta olduklarımdan biliyorum Türkiye’dekiler ve özellikle, yakınları tutsak olan gençler bu tarz sözlere ve yazılara sadece öfke besliyor.

Hatta Akademisyen olan babasını hapiste yakalandığı hastalıktan kaybeden bir genç geçenlerde feryat ediyordu.. ‘İnsanların yaşadıkları hakkında en ufak bir fikre sahip olmayıp hadsizce yorumlar yapanlara karşı tahammülüm kalmadı. İnsanlar bazı konularda susmayı ve haddini bilmeli.’

Çocukları öldürülmüş bir babanın acısını unutturacak her tartışma bana anlamsız bir boşluk gibi geliyor. On binlerce insan kanunların yazdığı hiçbir suçu işlememiş olmalarına rağmen yıllardır hücrelerde tutuluyorsa, lohusa kadınlar ve bebekleri yasalara rağmen derdest ediliyorsa, gencecik kızlar Ergenekoncu şerefsizlerin ellerindeyse ve bunları dünyaya anlatmak yerine ‘pencerenin tozu’ tadında eleştirilerle vakit kaybediliyorsa ‘yazık’ demekten başka insanın diline bir şey gelmiyor. Subjektif bir ‘en iyinin’ peşinde, ‘iyi’ olanı helak etmenin anlamı var mı?

Herkes görüyor ki Hizmet gittikten sonra ülke tam bir kaos yaşıyor. Ne yargıda adalet kaldı, ne poliste disiplin, ne devlette bir gelenek, ne kurumları ayakta tutacak bir akıl, ne de anayasayı koruyacak bir irade… Ülkenin aklı yitti, vicdanı gitti, dengesi bitti.

Hizmetin hakkını da hizmete teslim edin artık. Korkmayın, çekinmeyin, ezilmeyin. Çünkü hizmet ne söylediyse haklı çıktı. Ve Allah’ın izni ile ne söylemişse onda da haklı çıkacak.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

5 YORUMLAR

  1. yazinizi cok begendim, bu tur hatirlatmalara ve uyarilara cok ihtiyacimiz var.
    net olmak ve odaklanmak cok onemli. bircoksey zihnimizi dagitiyor, durusumuzu bozuyor. halbuki odaklanmamiz gereken nokta: `ne yapabiliriz?` olmali.
    belirttiginiz gibi cogumuz malesef cekilen aciyi tam olarak hissemiyor ve icsellestiremiyoruz. Bu durum belki de yasanilan acilardan daha buyuk bir felaket.
    bazi kisilerin zihnimizi dagitmasina cozum olarak sizin gibilerin kendimize gelmemizi saglayacak yazilar yazmasi cok faydali diye dusunuyorum. saygilarimla…

  2. Evet herkes dertli bela basimizda buyuk akli selim yitik siraze kayik ama dovsen de ezsen de sovsen de bu tarzin bu yaklasimin hatali yazar efendi. Hizmet enaniyeti ekinler gibi bicti gecti bizi. Bu hastaliktan kurtulmadan ne ayaga kalkariz ne uzun yol aliriz. Sifa o tarafta degil maalesef. Evet ben de hizmet insaninin baris adaciklari gibi dunyaya sacildigini dusunuyorum ama hizmet bitti o yuzden turkiye bitti demek de cok magrurane. Kusura bakma ama bu hicbir zaman bizim tarzimiz olmadi. Akp’yle ve 20. Asir tilkisiyle kavgaya girismek bizim yolumuzun karakteri degildi. Hala ayni hatalarin turevi dillendiriliyor

  3. Ağzınıza sağlık kardeşim doğru noktaya parmak bastınız şimki zaman hırsı zalimi nazara verme zamanı mazlumu ve maduru savunma zamanı çok acımasız bir insani ve dünsel siyasi soykırım varken, camianın hatalarına odaklanmak akılla izahı yok bu kadar büyük bir camiada eleştirilecek noktalar olabilir yanlışlar olabilr o yanlışları eleştirileride bu gün degil o gün eli kalem tutanlar söz sahibi olanlar doğru yapsalardı, demekten daha doğru bir söz varmı? o hataları yapanları bulurlar ve elerlerdi o günlerde dediğiniz gibi saokırimın yaşandığı bir zamanda bu eleştirileri yapmak soykırımdan haberi olmayan ve soykırımın kazanına odun taşıyan hammallara benzetiyorum veya bunlar bir siyasal ğurupturlar demektir siyaseten yenildik yeniden ayağa kalkmak için birilerine çamur atmadan siyasette biliyorsunuz taban oluşturulmaz yapılandan bunu anlıyorum ve üzülüyorum bu sürec acaba bundanmı geldi başımıza diyorum slm ve dua daima var olun ömrünü süresince susmadan yazmaya devam edin.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin