Anadolu irfanı mı? 

NECİP F. BAHADIR | YORUM

Şimdi yazacaklarım son yazının devamı gibi…

Bugün öteden beri seslendirilen bir ‘Anadolu irfanı var mı? sorusuna kendi perspektifimden cevap vermeye çalışacağım. Ama önce dikkatle şu satırları okumanızı istiyorum:

  • “Hizmetine ömrümü harcadığım memlekette dostlarım kalmadı gibi bir şey. Adeta yapayalnızım, boşlukta ve adeta etrafımdakilerden başka bir dünyadayım. İnsanın düşkünlüğünü, sefaletini bilirdim ama ruh sefaletinin bu kadar karanlığını görmemiştim. İnsan diye emek verdiklerimin hemen hepsi de ruh ve mana mefhumuna yabancı, menfaat kölesi bir takım haşerelermiş. 
  • Ahlaksızlığın ummanı olan bu Şark’ı yaşadıkça tanıyorum. Burada insanı fenerle arayanlar yanılmamışlar. Hele ‘Müslümanız diyen insanı yığını’ yok mu? Onlar Şark’ın en aşağı tabakasını teşkil ediyor. Müslümanlık, yaşanan şekliyle Müslümanlık Şark’ı bitirmiş. Buraya artık ne ilim girer, ne ahlak; Ne de Allah uzanır bunlara… Bunların önce her şeyi bırakıp insanlık devrine girmeleri lazım.” 

Çok ağır ifadeler değil mi? Basit bir eleştiri olmadığı muhakkak. Eleştiri kadar itham da var. Bilenlere sormuyorum, bu metin kime ait olabilir? Ve ne zaman kaleme alınmıştır? Burada biraz ara vererek düşünmenizi istiyorum. Ben ilk okuduğumda günümüz insanını anlatıyor sandım. Ve ayağa kalktım. Yazara da hak verdim. Gayri ihtiyari, “Sanki benim düşüncelerime tercüman olmuş!” dedim.

Din adamının menfaat hırsı İslam için musibet oldu!

Bu metin bugüne ait değil. 60 yıl önce kaleme alınmış. Yazarı bu kadar kızdıran ve umutsuzluğa sevk eden ve toplumdan sıtkını sıyıran acaba hangi olay? Çok merak ettim. Ama öğrenemedim. Yazar Nurettin Topçu… 1965 yılında Orhan Okay’a yazdığı mektuptan bir bölüm. İki kişi arasında  olduğu için kalemini fazla sivri tuttuğu düşünülebilir.

İhtimal ki kamuoyunun karşısına bu kadar ağır üslup ve muhtevayla çıkmaz. Aynı şeyleri daha hafif şekilde söyler. Yani sözlerinin darasını düşmek lazım. Ama duygu ve düşünceleri böyle… Sadece ifade biçiminde farklılık olabilir.

Nurettin Topçu’yu tanımayanlar için söyleyeyim, Sorbonne’da felsefe doktorası yapan ilk Türk… Doktora tezi de sonradan Türkçe’ye kitap olarak çevrilen ‘İsyan Ahlakı’… 1939’da ‘Hareket’ dergisini çıkardı. Tasavvuf ehli… Bir ara siyasete meyletti. Adalet Partisi’nden Konya adayı oldu. Siyaseti sevmedi, tekrar düşünce hayatına döndü. Topçu der ki; “Din adamının devlet ve menfaat hırsları İslam’ı asırlarca kahreden musibet oldu.” Bir başka sözü; “Ferdi olarak yaşamını bilen insan isyana aşıktır. Hakkın çiğnendiği yerde haykırmak ister.”

Nurettin Topçu Denizli’de Bediüzzaman Said Nursi ile tanıştı. Ondan etkilendi. Ve her mahkemesini izledi. ‘Nizam Ahmet’ mahlasıyla şiirler yazdı. Topçu, isyan kelimesine büyük anlam yükledi. Ve isyanı ‘İnsanı Allah’a götürecek yolları tıkayan her şeye başkaldırı’ olarak tanımladı.

Müslümanların felsefeye mesafeli hatta  karşı durduğu bir kültürün insanı olarak felsefeye önem verdi. Dünyanın en iyi üniversitesinde felsefe eğitimi aldı. Türk İslam düşünce hayatına yepyeni bir soluk getirdi. Fakat Topçu, yetim kaldı. Çok dar çevrede anlaşıldı ve okundu.

Adalet katledilirken ne yaptılar?

Siyasal İslam çizgisi daha çok slogan ve şiir üzerinden beslendi ve gelişti. Nurettin Topçu değil Necip Fazıl hem şair hem de ideolog olarak baştacı edildi. Slogan kolay, düşünmek ve düşünürken beynin damarlarını açmak zor. Siyasal İslamcılar sadece Nurettin Topçu’nun adını bilir; kitaplarının içeriğinden habersizdir. Eğer Topçu ekolu biraz etkisini gösterseydi ortaya AKP gibi ucube çıkmazdı.

Camilerin en ön safından yer alan Anadolu insanı her cuma dinlediği ‘Allah adaleti emreder’ ayeti üzerine biraz fikrederdi. Erdoğan’dan AKP’ye oy veren sıradan Müslüman’a kadar bu ayet etkisini gösterir en azından, bir ilke olarak adalet gözetilirdi. Hak, hukuk, adalet yerlerde sürünmezdi. Anadolu insanı Erdoğan’ı kılıcıyla değil ‘oyuyla’ düzeltir, düzelmezse koltuğundan ederdi.

Topçu, o mektupta Müslümanlara ilişkin veya Anadolu insanı hakkında söyleklerinde haklı mı? 15 yıl önce okusaydım ‘haklı’ diyemezdim. Tespit ve ithamlarına itiraz ederdim. Çünkü ben de birçokları gibi o dönem bir Anadolu irfanı ya da Anadolu sağduyusu olduğuna inanırdım. Anadolu insanının siyasi tercihlerini de buna göre yorumlardım. Ama artık o noktada değilim. Topçu teşhisi yıllar önce koymuş.

İslam’ın adalet gibi kutsal değerleri ayaklar altına alınırken irfan ve sağduyu sahibi dediğimiz kitlelerin kılı kıpırdamadı. Ne zaman ki iş cüzdana dayandı. İtirazlar ve isyan sesleri yükseldi. Apartmandaki komşusu veya en yakın akrabasının haksız yere yakalanıp cezaevine götürüldüğünü gördü ama vicdanı sızlamadı. Adaletsizliği, hukuksuzluğu gördüğü halde vicdanı harekete geçmedi. Görmezden geldi, duymazdan geldi. Ne zaman ki o vicdanını alt eden cüzdan boşaldı Erdoğan’a oyla ayar vermeye kalktı.

Menderes’in asılmasını da izlemişlerdi!

Bu tablo karşısında Nurettin Topçu’nun haksız olduğunu kim söyleyebilir? Biraz geriye gidelim, Adnan Menderes idam edilirken Anadolu’dan bir tek ses çıkmadı. Bırakın sesi ‘çıt’ yok. Koca ülke sessizliğe gömüldü. İş işten geçtikten sonra da ağladı, ağıtlar yaktı. Kimbilir belki de Topçu’yu o ağır ifadeler kullanmaya iten olaylardan biri budur.

Bu topraklarda umut her zaman diridir. Doğru, ben de inanıyorum buna. Ama Nemrud’u çıkaran da bu coğrafya. Hazreti İbrahim ateşe atılırken Nemrud’a karşı çıkan hiç kimse yoktu. Onca kalabalık büyük ateşin içinde yanmayı hak ettiğini düşündüğü Hazreti İbrahim’in nasıl kavrulacağını görmek için toplandı.

Rivayet olunur ki küçük bir kuş gagasında saman çöpüyle gelip ateşin üzerine bırakmış. İbrahim sormuş, “Saman çöpünün bunca ateşe ne etkisini olacak ki!” diye. Kuş, “Düşmanlığım belli olsun!” diye cevap vermiş. Bir başka kuş gagasında bir damla suyla gelip ateşe doğru püskürtmüş. Hazreti İbrahim’e cevaben de “Biliyorum ateşe söndürmez, hafifletmez ama dostluğum belli olsun!” diye dile gelmiş.

Ben son 10 yıl içinde haksızlığın, hukuksuzluğun üzerine bir damla adalet bırakanı görmedim. Siyasal İslam ve iktidar çevreleri ile onları alkışlayan, destekleyen ve seyredenleri kastediyorum. Topçu’nun tabiriyle Anadolu Müslümanlarını… Zulme isyan edeni ara ki bulasın.

Kim derdi ki Anadolu coğrafyası bu kadar çorak… Ama öyleymiş. Nurettin Topçu, 1965 yılında teşhisi koymuş. Ben de yaşayarak aynel yakın müşahede ettim.

Anadolu irfanı mı?

Geçiniz…

Hadi o kadar umutsuz olmayalım, bir başka yazıda o çorak ve kıraç topraktaki yeşilliklerden de söz edelim.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

21 YORUMLAR

  1. Aynen katılıyorum

    Ben de yıllardır bu topraklarda insanlık olmayacağını düşünüyorum

    Hiç olmadı 👎 olmayacak

    Bu yüzden yanlışından ders çıkartan batı insanının anlaşılması gerektiğini düşünüyorum

  2. Bu tarz yazılar bana çok irrasyonel ve duygusal geliyor. Ayrıca çok anakronik. Nemrut’u çıkaran bu coğrafya diyorsunuz ama Nemrut tüm bir Anadolu’ya hükmetmemişti, o zaman Anadolu’da birçok farklı kavim ve krallık vardı. Veya Nemrut’u bu coğrafya çıkarmış olsa ne olacak? Kaç bin sene önceki olayı örnek verip sanki bu topraklar lanetliymiş gibi konuşmak işte başta bahsettiğim irrasyonelliğin bir göstergesi. Yani kaç bin sene önceki insanlık veya coğrafya ile şimdiki arasında nasıl bir bağ var? Şu an Anadolu’da yaşayan insanlar zaten o zamanda yaşayanların soyundan gelmiş değil. O soy nerede bilinmiyor. Şimdikiler buraya çok farklı coğrafyalardan göç etmiş kişiler. Hal böyleyken nasıl bir bağlantı kuruyorsunuz anlamak mümkün değil. Ne yani, bu toprakların havasında suyunda mı bir sorun var? Yazdıklarınızı anlamlandıramadım.

    Bir de şu var: Zulümler her yerde olmuştur ve olmaktadır. İşte İngiliz, Fransız ve İspanyolların Amerika kıtasında (ve sömürmek için tüm dünyada) yaptıkları zulümler, birinci ve ikinci dünya savaşları, Yahudi soykırımı, Bosna soykırımı, Ruanda soykırımı, Avrupa’daki 30 yıl ve 100 yıl savaşları… Hani üstteki bir yorumcu “yanlışından ders çıkaran Batı halkı” demiş ya. 1. dünya savaşını yaşayan batı halkı 40 sene sonra 2. dünya savaşını yaşadı. Bunlardan önce de yüzyıllar boyunca iç savaşlarla kırıldı. Şimdi ise 2. dünya savaşının üzerinden 70 yıl geçmişken sağ partiler ve faşizm tekrar yükselişte. Siz sadece zamanın çok az bir kısmına bakıp yorum yapıyorsunuz; oysa bir dönemde yaşamış insanlar ders çıkarmış olsa dahi uzun vadede kimsenin ders çıkardığı falan yok. Allah’ın ayette de dediği üzere insanoğlu çok unutkan ve nankördür ve bu tüm insanlık için geçerlidir.

    Sizin bu batı güzellemeleriniz ileride hayalkırıklığına sebep olacak. Nasıl ki kendilerine zamanında yandaşlık yaptığımız İslamcılar ve AKP bizi hayalkırıklığına uğrattı, Batı da uğratacak ve uğratıyor da zaten. Gazze’ye olan yaklaşımlarına bakmak yeterli. Biz ise Hizmet insanı olarak safça bir hüsnü zan ile bir oraya bir buraya yanlayıp savruluyoruz. Kimseye yanlamaya gerek yok. Kendimiz olalım, her insan ve grubun bozulabileceğini bilelim ve ona göre önlem alalım.

    Bu tarz irrasyonel, duygusal yazılar yazıp insanların hissiyatına oynamaya ve negatif hislerini daha da arttırmaya gerek yok. Bunlar bana arabesk şarkılar gibi geliyor, onlar da dinleyenleri vıcık vıcık bir duygusallığa iter. Bugün Anadolu coğrafyası böyle olur, 20 sene sonra daha farklı olur, 50 sene sonra yine şu anki haline dönebilir. Tüm coğrafyalar için de geçerli bu. Zaman döngüsel bir şekilde akıp gidiyor ve güzel şeyleri çirkin şeyler takip ediyor, daha sonra o çirkin şeyler tekrar güzele dönüşüyor. Bu böyledir. İnsana bu hayatta düşen şey de kendisini bu döngünün neresinde bulursa bulsun Allah’a düzgün bir kul olmaya çalışmaktır.

    • Sayın Bilal bey

      Çok fazla genelleme yapmışsınız.

      Tarihi olayların bilinelerini alt alta sıralarsanız genelleme yapmadan rasyonel sonuca ulaşabilirsiniz.

      Ben ulaşabildiğim zulümleri her iki taraf için de topladım rakam vermek istemiyorum. Ortadoğu cephesinde zulüm batı coğrafyasından çok daha fazla.

      Sonuç tartışmayı bitiriyor. Batı insanı doğu insanından daha kaliteli.

      Nurettin Topçu haklı. Boşuna konuşmamış…

      • “Ben ulaşabildiğim zulümleri her iki taraf için de topladım, rakam vermek istemiyorum.”

        Trollüyor musunuz yoksa ciddi misiniz? Bunu nasıl toplayabiliyorsunuz? Kriterleriniz nelerdir? Eğer insan ölümleriyse o zaman Batı’nın başlattığı iki tane Dünya Savaşı, tüm Ortadoğu’daki ölümleri birkaç katına katlar. Yok eğer kriter iç savaşlar, karışıklıklar ve fitneler ise Avrupa’nın bin senesi, üç çağı (Orta Çağ, Yeni Çağ ve Yakın Çağ) iç savaşlarla geçmiştir. Avrupa’nın örneğin eski haritalarına bakın, şu anki her bir ülke o zamanlarda minik minik parçalara bölünmüş vaziyettedir, siyasi/dini/toplumsal birlik sıfırdı. İngiltere ile Fransa aralarında 100 küsür yıl savaşmıştır ve buna 100 yıl savaşları denmiştir. Aynı şekilde Protestan ve Katolikler 1600lü yıllarda aralarında 30 sene savaşmışlar ve yaklaşık 6 milyon asker ölmüştür, sivil halkı saymadım bile. Rakam vermek istemiyorsanız ortaya bu tarz bir iddia atmanızın bir anlamı yok. Bakın ben veriyorum rakam.

        Müslüman Ortadoğunun zulümlü hali ile Batı’nın zulümlü hali arasında dahi farklar var. Batı’nın zulmünün bir sınırları yoktur, işte Batı kafasındaki İsrail’in yaptıklarını görüyoruz. Haçlı Seferlerindeki katliamları da biliyoruz, Bosna soykırımını da biliyoruz, Yahudi soykırımını da biliyoruz. Her türlü tecavüz, uzuv kesme, işkence, ve insan onurunu aşağılayıcı her şey… Daha geçen vardı haberlerde, İsrail askerleri bombalarla yok ettikleri bir eve gidip orada enkazlar buldukları kadın iç çamaşırlarıyla resim çektirip alay ediyorlardı. İsrail dediğimiz devlet aslında bir Batı devletidir.

        Ayrıca Batı, şu an kendi halkına karşı adil olabilir (o da Amerika gibi ülkeler için tartışılır tabi) ama başka ülkeleri sömürme konusunda gayet zalimdirler. Sömürdükleri ülkeler hala iç savaşlarla ve fakirlikle boğuşmakta. Örneğin Mali, 1600lü yıllarda en zengin ülkelerden biri olarak bilinirdi ama Fransa girdi ve orası şu an en fakir ülkelerden biti. Ruanda soykırımı Belçika’nın kışkırtmasıyla oldu. Cezayir soykırımı yine Fransa’nın eliyle oldu. Yani bunları yaz yaz bitmez. Siz de gelmiş burada 3000 sene önce yaşamış Nemrut’tan falan bahsediyorsunuz. Ben daha geçen yüzyıldan bahsediyorum. Sizler bence sosyal medyada, kendi yankı odalarınızda takıla takıla kendinizi dünyanın merkezine koymuşsunuz ve her şeyi Hizmete yapılan zulümler etrafında yorumluyorsunuz. Bu da işte böyle irrasyonel sonuçlara ulaşmanıza sebebiyet veriyor.

  3. Kardeşim! şunu artık net anlayalım.
    tc bir terör devletidir. Halkıda teröre tapınan putperestlerdir. Tabii ki istisnalar kaideyi bozmaz. Nuh as gibi derim,
    Rabbimden dileğim bu devleti yerle bir etsin. Yeryüzünde Zerre kalıntısı kalmasın. Kalırsa gene garibana, azınlık kalmış olana zulm eder. Allah cc en kısa zamanda yerle bir etsin. İflahını kessin. Amin amin.

      • Namık kardeşim tabii ki istisnalar kaideyi bozmaz. Birilerin politik saçmalıkları için evladı ölmüş
        Yakınları, babası vatan sağ olsun diyor. Önce insanına değer verip yaşatacaksın ki devletin yaşasın.
        Devlet mileti için olmalı. Milletine hizmet etmeli. Firavunlaşmış bazı zümreler için bütün millet seferber edilmiş. Köle gibi tepe tepe kullanılıyor. Evladı ölüncede hala vatan sağ olsun diyor. Kendine, evladına merhameti yoksa başkası mı merhamet edecek…
        Yeter artık.

        • Bak kardesim su örnek bizim durumu cok iyi anlatiyor, yoksa elbette Devlet Milleti icin olmali, hizmet etmeli. O devletinde kimlerin usagi oldugunu unutmamali (Özel istihbarat dairesi, Ergenekon). Dogu Perincek Cin, Rusya tarafindaymis gibi davranir ama Ingiliz ajanidir.

          Örnek: Mahallede bir Kabadayi, Mafya ve Cetesi var diyelim. Sen simdi tek vatandas olarak ne yapacaksin? Diyelimki o Mahallede 1.000 kisi yasiyor, 100 kisi olarak ne yapacaksin? 500 kisi olarak ne yapacaksin? Organize olmadan hicbirsey yapamassin? Gelirler 3-5 ini benzetirler, ona buna cocuk istismarcisi deyip yafta atip, birde bölerler mahalle halkini!

          Simdi sen cikar bu Halka birsey yapamadiklari icin Mafyaya tapiyorlar dersen yanlis yaparsin. 80 Milyonluk Türkiyede 5 Milyon Hizmet hareketi insani vardi ve onun 10 kati da taniyani, Organize olup yapabildilermi birsey? Yaftayi yediler, 100-200 bini de hirpaladilar. Münafik, Islam elbisesi giymis zalimler tarafindan. Zaten defolular bastan Bati Derin yapilariyla organize icinde, Danisikli dögüs.

          Halka suc atmadan Organize edeceksin!

        • Birde dikkat edeceksin 10 halktan kisi arasinda 1 Ajan var. Toplanmak bile ayri bir sorun organize olmak icin. Birde Propoganda gücü var, yaftayi yiyorsun. Simdi bu adamlar devlete mi tapiyor.

    • Allah size hidayet versin. Koskoca bir halkı putperest ilan ettiniz. Bilin ki başkasını küfürle suçlayan kişi, eğer suçladıkları kâfir değilse kendisi küfre düşmüş demektir. Daha putperest nedir onu bile bildiğinizden şüpheliyim. “Teröre tapmak” diye bir şey mi var İslam’da? Sizin haddinize mi böyle konuşmak? Yeter artık sizin gibilerin saçtığı öfke ve nefret. Sanki bu dünyada bir tek Hizmet zulüm görmüş gibi, bu kurban psikolojisi ve bu psikolojinin verdiği “Her şeyi demek benim hakkım arkadaş, dilediğimi putperest ilan ederim, mazlum değil miyim, dilediğimi yaparım” mantığı.

      İşte yazının sahibi Necip Bey. Görüyorsunuz değil mi yazdığınız arabeskçe yazıların insanlar üzerindeki olası etkilerini. Müslüm Baba dinleyip kendilerini jiletleyenler gibi burada bazı insanlar ruhunu jiletliyor.

  4. Ses çıkaranları müstesna tututalım. Gergerlioğlu, Alparslan hoca, kazım güleçyüz, memduh dede, ahmet nesin, şebnem hoca, sezgin tanrıkulu, Suavi, ertuğrul günay ismini hatırlamyamadığım diğerleri.

  5. Anadolu insanı iyidir..
    Lakin abartıldığı kadar, gaz verildiyi kadar değil..
    Anadolu insanı hem Atatürk ü yüceltir, hemde Atatürk ün zülmedettiği Said Nursi yi över …
    Bu kadar kalpaklık olmaz ki?
    Biri bütün varlığı ile, kellesi pahasına Tevhidi savunur, diğeri Tevhide savaş açmış…
    Anadolu insanı bu iki zıddı zihninde sevgi ile cemetmiş ucube bir insan tipidir..
    Bediüzzamanı bildikten sonra çok yükarıda olan Atatürk sevgim dibi buldu.
    Her şeyde böyledir…
    Anadolu insanı islamı da savunur, 100 filmde milyonların gözü önünde yatakda zina yapanıda baştacı eder. Tenakuzları zihninde ve kalbinde cemedenden hayır gelmez…

  6. Tek tarafli bakis acisi. Biraz Mekke dönemine bakilsa bu durum anlasilir. Cok kisa vadeli düsünmek yanlis. Halk diyorsun! Halki organize edemedikten sonra Halkin yapabilecegi HICBIRSEY yoktur! Halk tan ziyade STK lar suclu, cok zayif ve organize sifir. Karsi tarfta hertürlü imkan var.
    Aynisi Almanya icinde gecerli. Bakin Israil in yaptigi soykirimda hemen Antisemit yaftasini vuruyorlar, ya cikacan kirip dökeceksin ve terör estireceksin yada sabir cekeceksin.
    Mesele gayet basit 1+1+1+1 =4, yanyana 1111 !

  7. 11 Eylül kontrollü Darbesine “ Cit” cikarmayanlar (Milyonlarca Müslümanin ölümüne, yurdundan edilmesine, onlarin projelerine hizmet etmesine, sefaletine, sakat kalmasina….), cikmis niye bu Millet 15 Temmuz a karsi cikmadi demek nekadar mantikli. E Efendim ona gücümüz yetmiyor! O zaman dilsiz seytan olma, arastir (15 Temmuzu arastirin dediginiz gibi) ve hakikatlari anlat.
    Burdada ayni Mantik var. Yok efendim CIA i, Mossad i, BND yi kizdirip, Yurtdisindaki hizmetlerimize zarar gelmesin. Eee öbür tarafta On Milyonlara zulüm yapiyorlar. Zerre kadar üzüntü duydunmu, vicdan da bir rahatsizlik oldumu?

  8. Su an Anadolu irfani var mi yok mu onu mu konusuyoruz? Gündemimiz bu mu? Gündemimiz bu olmadigina göre bu yazarin agir duygusal bir dönemden gectigini, daha dogrusu bu dönemden cikamadigini gösterir. Bu gibi rahatsizliklari olanlarin yazmamasi gerekir.
    Anadoluyu övecek veya yerecek degilim. Fakat insan kendiyle celismemeli. Senin savundugun dünya görüsünü iste bu Anadolu halki benimsedi, sahip cikti, sizi bi yerlere getirdi. Sen o topraklarda tutundun, kök saldin ve hatta söz sahibi oldun. Daha fazlasini yazmayayim simdi.
    Yasayan bir Anadolu irfani var midir yok mudur, tartisiriz. Ve fakat senin savundugun dünya görüsü, Hizmet´ten bahsediyoruz canim iste, Anadoludan cikmadi mi, sen bu Hizmet´in bütün dünyaya anlatilmasi gerektigini savunmuyor muydun? Eger Hizmet de bir Anadolu irfani degilse, her iyinin, dogrunun, hakikatin, kültürün, medeniyetin adresi Bati ise karis onlarin arasina ve mutlu ol.
    Yok meramin bu degilse biraz kendini dinle, dinlen, toparlan, sürekli kaybettiklerinle mesgul olma, kazandiklarina da yogunlas. Ve kendini iyi hissedene kadar lütfen yazma.

  9. Yukarıdaki yazıda sanki Anadolu lanetliymiş, en azından çok kurak bir toprakmış gibi bir anlam ve duygu seziliyor insanlık ve medeniyet açısından.
    Anadolu dünyada ilk medeniyetlerin ortaya çıktığı toprak parçalarından biri. İnsanlık ilk kez tarım aşamasına güneydoğumuz civarında geçmiş. İlk felsefe uyanmaları Ege kıyılarında olmuş.
    Güzel ve verimli bir yer Anadolu.
    Anadolu irfanı kendini niye göstermiyor diyeceksiniz.
    O da kendini gösterir.
    Şimdi niye göstermiyor? Çünkü bu ülkenin iyi insanları dinci ve yerlici popülistlere yenildi an itibariyle. Avrupa´da kendini gösteren popülizm yıllar önce bizde zafer elde etti.
    Masallardan mitlerden uzak olaylara bakılırsa Anadolu insanının diğer coğrafya insanlarına göre ne daha iyi, ne de daha kötü olduğu görülür.
    Ülke şu popülistlerin, geri kafalı ve gerici iktidarın pençesinden kurtulsun, ülkemiz tekrar insanlığın bulduğu standartlara yönelsin, Anadolu irfanı da tekrar kendini göstermeye başlayacaktır.
    Evde gaddar kumarbaz manipülatif bir babanın gorilce davranışları altında her an korku ve endişe altında yaşayan bir çocuktan okulda başarılı olmasını bekleyemezsiniz.
    Diamond Tema olayı bu topraklarada aklını kullanan insanların soyunun kesilmediğinin bir göstergesi.

  10. Ne irfanı? Burada yaşayan biziz. Toplumda değer bir şey kalmadı. Olaylara basiretli yada haktan yana bir bakış hiç yok. Orta yaşın yarısı Bu hükümete tapıyor. Aklı ampulun içine düşmüş oradan gördüğü kadar. Diğer yarısı da kalan 6 ok ve cenahında. Onların aklıda okların ucundan gördüğü kadar. Ortada kalanların ise aklı cebinde yada tenceresinde. Onlarda herşeyi oradan görüyor. Çocuklarda değer diye bir şey. Onların aklı da telefonların içine düşmüş değerleri falan yok. Akılları telefonda gürdüklerinden (face,instg) başka bir şey değil. Geçmiştede bu halk farklı değildi. Başta Allah’ın izni ve dilemesi ve Üstad ve HE gibilerin yani herşeyinden vazgeçenlerin himmeti ile değişim ancak bu kadar oldu. Bu irfan bu toplumda olduğundan değil değişimin dışarıdan gelmesi ile oldu. HE eskiden söylerdi toplumda iki çeşit insan vardır. Brinicisi toplumu kendine benzetenler, ikincisi kendini topluma benzetenler (cümle farklı olabilir). Toplumların değişimi birinci tipler sayesinde olur. Buradayız kimle konuşuyosak bizim şu yaşadığımız olaylara çoğunluğun bakışı çok değişmedi. İrfanı olan toplum 15 temmuz fitnesinde camide sela okumaz, kendi vatanının çocuğunun boğazını bir hayvan gibi kesilmesine müsaade etmezdi, zafer kazanmış gibi haftalarca sokaklarda bu hukuksuzlukların eğlencesini zafer konvoyları ile kutlamazdı, akrabasını oğlunu komşusunu arkadaşını karakola gidip ihbar etmezdi, bütün bunlar 8 yıldır devam ederken hala diğerleri de sessiz kalıyorken (haksızlıklar karşısında münferit karşı çıkanlar müstesna) , filistinde 40 000 e yakın insan katledilirken bile gıkını çıkartmıyorsa bu toplumda ne irfanı arıyorsunuz. Genelleme yapmayın diyenler falan hayal görmeyin. Kırıntısı yok. İrfan arayacaksınız dünya namına herşeyinden vazgeçene Allah irfan veriyor, yardım ediyor, Risale-i nuru hediye gönderiyor, hizmet gibi örnekleri kendinden bir hareket oluşturuyor. Anadolu irfanıymış, geçin onu, yok öyle bir şey.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin