Ağustos ayınnı sonuna kadar sürecek olan 15 Temmuz darbe girişimi gecesi komuta merkezi olarak görülen Akıncı Hava Üssü’ndeki eylemlere ilişkin 486 sanığın yargılanmasına devam ediliyor. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Sincan Cezaevi Yerleşkesi’ndeki duruşma salonunda görülen beşinci celsesde, geçen hafta çapraz sorgusu yarım kalan Akın Öztürk savunma yaptı.
Bir mağdur müşteki avukatından gelen “darbeden ne zaman haberi olduğu” sorusunu Akın Öztürk, “Darbe girişimi kelimesini ilk defa Genelkurmay Başkanımızın yanına gittiğim zaman ondan duydum.” şeklinde cevapladı. Öztürk o geceyle ilgili, Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı’nın, “Komuta kademesi kışlalardan çıkılmayacak emri verse bu teşebbüs gerçekleşemezdi” şeklindeki ifadesine katıldığını söyledi.
Çapraz sorguda Akın Öztürk, o gün Akar’la birlikte Çankaya Köşkü’ne giden Mehmet Dişli’nin, kendisi için 5-10 defa Eskişehir harekat merkezini aradığını, en son Akar’ın Başbakan ile konuşup, Nihat Kökmen’i aradığını söylediğini belirterek, “Ben de zaten Akar’ın, Başbakan ve toplantıdakilere, ‘siz ne diyorsunuz, gidin ya’ diyerek, benim kendisine yardım etmeye çalıştığımı anlattığını duydum. Tanığı Dişli generaldir, sorun” dedi.
‘Akar neden sahip çıkmadı?’ sorusuna, ‘zaman geçince bazı şeyler değişiyor’ cevabı
Avukat Altan 400 gün geçtiği halde Akar’ın kendisine niye sahip çıkmadığını sorması üzerine de Öztürk, zaman geçince bazı şeylerin değiştiğini, hava kuvvetleri komutanın da sonradan değişik şeyler söylediğini kaydetti.
Bir başka avukat, diş tedavisini “Önümüzdeki ay çok sık televizyona çıkabilirim.” dıyerek hızlandırdığı yönünde bir ifade olduğunu hatırlatınca Öztürk, “Bana tanık, yer söyleyin. Hangi dış tabibi? Haberim yok. Ben hava kuvvetlerı revirindeki dişciye gittim, böyle bir beyanda bulunmadım.” dedi.
“Akar da mı sizin hakkınızda yanıldı?”
Sanık avukatlarından Şemsettin Altan, şu anda Hava Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı olan Nihat Kökmen’in, 16 Temmuz’da Akın Öztürk’ün Akıncı’dan ayrılma teşebbüslerine dair ifadesini okuyarak, “Eğer bu ifade doğruysa geceden sabaha kadar tek görgü şahidiniz olan Hulusi Akar, ‘Akın’ın işini çözün’ derken kamuoyu ve basın sizi nasıl bir numara ilan etti? Akar da mı sizin hakkınızda yanıldı?” sorusunu yöneltti?
“Kışlalardan çıkılmayacak emri verilseydi”
Akın Öztürk’e, “Madem Hulusi Akar kabul etmedi, darbeciler neden mesela Kara Kuvvetleri Komutanını başlarına geçmeye zorlamadı?” sorusu yöneltildi. Böyle bir konuyu hiç düşünmediğini belirten Öztürk, Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı’nın, “Komuta kademesi kışlalardan çıkılmayacak emri verse bu teşebbüs gerçekleşemezdi” şeklindeki ifadesine katıldığını söyledi.
“Saygısız tavır görmedim”
Avukat Özay Arıkan’ın, o gece Hulusi Akar’ın konumu, telefonla görüşme imkanı olup olmadığı ve 141-143’üncü filolara gidip gitmediğini sordu. Öztürk şunları anlattı: “Ben yanına girene kadar neler olduğunu bilmiyorum. Sonrasında kesinlikle ona karşı bir saygısız tavır zinhar görmedim. Verdiği emirlerin hepsine baş üstüne dendi. Bir komutana nasıl davranılırsa öyle ve aynen önceki gibi davranıldı. İstediği zaman telefonla görüşme imkânı vardı. Filolara gitmedi.”
“Çok endişeliydim”
Avukat Arıkan, Akıncı’da rahatlıkla dolaştığı için suçlandığını hatırlatarak, “O gece saat 2.30-03.00 sularında elleri cebinde koridorlarda rahatlıkla dolaşan biri daha var, Abidin Ünal. O dışarıdayken sizin burada olmanız çelişki değil mi?” diye sordu. Öztürk, “Çelişki. Aramızda bir fark yok. Kaldı ki, ben ellerim cebimde rahatlıkla dolaşmadım. Çok endişeliydim. O yüzden bana yapılan bu ithamlar yanlış.” karşılığını verdi