Afrika Birliği, Avrupa’nın ‘göç merkezleri’ fikrine karşı

Avrupa Birliği üyesi ülkelerin uzunca bir süredir en önemli gündemi göçmen meselesi. Siyasette yükselen aşırı sağ akımlardan tutun ekonomik ve sosyal problemlere kadar hemen her şeyi bir yerinden gelip göçmenlere bağlanabiliyor.

Bunun yanında Avrupa’ya göç akını da giderek artıyor. Afrika ve Asya ülkelerinde süregiden politik ve ekonomik istikrarsızlık, iç savaşlar ve çatışmalar, kitlesel göçleri tetiklemeyi sürdürüyor.

Geçen yaz bir araya gelen Avrupalı liderler, hem kaçakçıların organize ettiği Akdeniz’deki tehlikeli göç yolculuğunu önlemek, hem de Avrupa’ya gelen göçmen sayısında belirgin bir azalma sağlamak amacıyla bir proje geliştirdiler. Buna göre, Afrika’da kurulacak göç merkezleri, bu ülke vatandaşlarından başvuru toplayacak ve değerlendirmeyi yapıp kabul alanları bizzat kendisi ilgili ülkeye taşıyacak.

Daha önce Avusturya ve Danimarka, Avrupa’ya bir şekilde gelen mültecilerin önce ülkesine gönderilmesini, kabul edilmesi durumunda ise yeniden getirilmesini önermişti.

Türkiye ile 2015’te imzalanan ve Suriyeli mülteci akınını önemli ölçüde durduran, 6 milyar euro’luk göç anlaşması, Avrupa mahfillerinde bir “başarı hikâyesi” olarak anlatılıyor. Hatta Alman Şansölyesi Angela Merkel geçenlerde bu anlaşmayı yeterince uygulamayan ve göçmenlerin Avrupa’ya geçişine engel olamayan Yunanistan’a fırça attı.

Avrupalılar, bilhassa göç karşıtı olanlar, Afrika’da kurulacak göç merkezlerinin gerçekten hayati tehlikesi olan göçmenlerle, “ekonomik göçmen” denilen ve yoksulluk sebebiyle Avrupa’ya göç etmek isteyenler arasında bir ayrım yapmasını umuyor.

The Guardian’ın ulaştığı Afrika Birliği yetkilileri, hazırlamakta oldukları bir taslakla, bu konuya karşı duruşlarını deklare edeceklerini söylemişler. Birlik, elbette bu merkezlerin kuruluşuna karşı. Bunun, iç işlerine karışmak olduğunu düşünüyorlar. İşbirliği talep ediyorlar. Uluslararası hukuka uygunluk durumu ise hâlen tartışılmayı bekliyor.

Tabi işbirliğinin, politik durumlarda ne kadar “işlevsel” olacağını tahmin etmek zor değil.

Ama öte yandan şu itirazlarında haklılık payı var: Böyle bir uygulama modern dönem köleliğine benzeyecek. “İyi durumdaki, işe yarar” Afrikalılar Avrupa’ya taşınacak ve geri kalanlar mevcut şartların değirmeninde yokluğa mahkûm edilecek.

Avrupa kamuoyunda “nitelikli göçmen” meselesi önemli bir çıpa. Göçmen karşıtları bile “iş gücüne katkı” ya da “girişimci göçmen” gibi kavramlara sıcak bakabiliyor. Ancak göç meselesi sadece bu çerçeveden ele alınamayacak kadar karmaşık bir mesele.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin